"DENKTAŞ'IN MEZARI İÇİN ‘BÜTÇE YOK’ Ölümünün
ikinci yıldönümü yaklaşan KKTC Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş’a yapılması
planlanan anıt mezar bütçe yetersizliği nedeniyle yapılamıyor."[1]
Kıbrıs Türkleri Denktaş’ı 1948
mitinginde tanıdı[2].
8 Ağustos 1964’te günlüğüne şu notu
düşüyordu:
‘Öyle bir an geldi ki mukavemete devam ümidi yok oldu. Birleşmiş
Milletler bize gelerek ne yapacağımızı sordu, ‘Rum ve Yunan
zırhlı birlikleri süratle ilerlemektedirler, teslim olmaktan başka çare yok’ dediler.
Milletler bize gelerek ne yapacağımızı sordu, ‘Rum ve Yunan
zırhlı birlikleri süratle ilerlemektedirler, teslim olmaktan başka çare yok’ dediler.
Komutan
Rıza Vuruşkan’la istişare ettikten sonra kararımızı veriyoruz:
‘Sonuna
kadar çarpışmak, teslim olmamak ve intihar etmek’
‘O
halde müsaade ediniz kadınlar ve çocukları alıp gidelim’ dediler.
‘Onlara
sorunuz, gitmek isterlerse alınız’ dedik. Birleşmiş Milletler askeri kadınlara
yaklaşarak teklifini yaptı. Kadınlar hep bir ağızdan, ‘Biz erkeklerimizden
ayrılmayız, öleceksek birlikte ölürüz’ cevabını verdiler. Birleşmiş Milletler
askeri bu kahraman insanları selamlayarak ‘Good luck’ diyerek zırhlı araçlara
binerek uzaklaştılar.’
***
Rauf Denktaş
Denktaş yalnızca Kıbrıs Türklerinin
değil Büyük Türk Dünyasının da en büyük liderlerinden biriydi. Ecevit de böyle
düşünüyordu.
Türk Milletinin yetiştirdiği en
büyük satranç ustasıydı. Nice büyük müzakerecileri bozguna uğrattırdı.
Muzaffer oldu.
Hatta
‘çok yüksek mortalite riski taşıyan’ septik şoka bile yenilgiyi tattırıp bilim
dünyasını şaşkına çeviren Denktaş olmuştu.
Denktaş’ın neredeyse yetmiş yıla
varan şanlı mücadelesinde zaman zaman bir takım kişilerle ters düştüğü de oldu.
Ama Türkiye Cumhuriyeti ile, Türk
Milleti ile ters düşmedi.
Kişilerle ters düştü.
***
İroniktir, daha yeni Kıbrıs’ta
miting konuşmalarında Denktaş’tan ‘barışın önündeki engel’ diye bile
bahsedildi.
63
katliamları, 67 katliamları, Kanlı Noeller statüko sayesinde tekrar
yaşanmamıştı. Ama Denktaş, statükoyu ve ‘çözümsüzlüğü’ devam ettirdiği için
herkesi karşısına aldı.
İngilizcesi mükemmeldi. Zulme, haksızlığa,
emperyalizme hep ‘no’ dedi.
Denktaş’a
yenilmeye mahkum olanlar onun adını, ‘uzlaşmaz’a, ‘Mister No’ya çıkardılar.
O bundan gurur duyuyordu. Zaten her
zaman ‘yes be annem’ demek en kolayıdır.
Ancak
zor olan ‘no’ demektir.
Denktaş tarihin akışını değiştirdi.
Mekânın uçmak olsun Mister No…
Biz seni çok arayacağız.
[1] milliyet.com.tr sitesine 2 Aralık
2013 02:30'da düşen haber.
[2] 21 Ocak 2012'de Çotanak Haber'de yayınlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder